teslim etmek

Bedeutungen von dem Begriff "teslim etmek" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 69 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	teslim etmek	deliver v.
Yes, of course, I delivered the documents you asked for. Evet, elbette, ben istediğiniz belgeleri teslim ettim. More Sentences
General
2	General	teslim etmek	issue n.
Go to the office of the Department of Motor Vehicles, they will issue your driver's license there. Motorlu Taşıtlar Dairesi'nin bürosuna giderseniz ehliyetinizi oradan teslim edeceklerdir. More Sentences
3	General	teslim etmek	hand in v.
Tom was supposed to hand in his homework before the weekend. Tom'un ödevini hafta sonundan önce teslim etmesi gerekiyordu. More Sentences
4	General	teslim etmek	resign v.
Drugs are not, though, an accident of fate to which one must resign oneself. Ancak uyuşturucular, kişinin kendini teslim etmesi gereken bir kader kazası değildir. More Sentences
5	General	teslim etmek	hand over v.
It also seems that the victims of kidnapping were handed over to Syria and then transferred to Syrian prisons. Ayrıca kaçırılan kurbanların Suriye'ye teslim edildiği ve daha sonra Suriye hapishanelerine nakledildiği görülüyor. More Sentences
6	General	teslim etmek	submit v.
My report will be submitted for translation on Friday morning. Raporum Cuma sabahı tercüme edilmek üzere teslim edilecek. More Sentences
7	General	teslim etmek	give up v.
The police asked the criminal to give up his gun. Polis suçludan silahını teslim etmesini istedi. More Sentences
8	General	teslim etmek	turn over v.
Sami's body was examined by the coroner, then it was turned over to a funeral home. Sami'nin cesedi adli tabip tarafından incelendikten sonra cenaze evine teslim edildi. More Sentences
9	General	teslim etmek	give in v.
Please give in your report by the end of the day. Lütfen raporunuzu gün sonuna kadar teslim edin. More Sentences
10	General	teslim etmek	commit v.
They will not commit themselves. Kendilerini teslim etmeyecekler. More Sentences
11	General	teslim etmek	deliver v.
An excellent result, but will we now be able to deliver the goods for some 500 million people? Mükemmel bir sonuç, ancak şimdi yaklaşık 500 milyon insan için malları teslim edebilecek miyiz? More Sentences
12	General	teslim etmek	surrender v.
He was asked to surrender his passport to the officer. Kendisinden pasaportunu memura teslim etmesi istenmiştir. More Sentences
13	General	teslim etmek	render v.
Render therefore unto Caesar the things which are Caesar's'. Sezar'ın hakkını Sezar'a teslim edin. More Sentences
14	General	teslim etmek	bring v.
It was thought that the legal system would not be able to bring his murderers to justice. Hukuk sisteminin onun katillerini adalete teslim edemeyeceği düşünülüyordu. More Sentences
Phrasals
15	Phrasals	teslim etmek	give in v.
She gave in her report. Raporunu teslim etti. More Sentences
16	Phrasals	teslim etmek	hand in v.
No one but Tom handed in the report. Tom'dan başka hiç kimse raporu teslim etmedi. More Sentences
Trade/Economic
17	Trade/Economic	teslim etmek	deliver v.
Does not the failure to deliver legal rights make the supportive statements appear hollow and insincere? Yasal hakların teslim edilmemesi, destekleyici açıklamaların içi boş ve samimiyetsiz görünmesine neden olmuyor mu? More Sentences
18	Trade/Economic	teslim etmek	surrender v.
Therefore, ladies and gentlemen, a ceasefire is needed, but on the condition that the rebels surrender their weapons. Bu nedenle, bayanlar ve baylar, isyancıların silahlarını teslim etmeleri koşuluyla ateşkese ihtiyaç vardır. More Sentences
19	Trade/Economic	teslim etmek	submit v.
We have to submit it before the deadline. Son teslim tarihinden önce onu teslim etmek zorundayız. More Sentences
20	Trade/Economic	teslim etmek	hand over v.
I understand that it was handed over here just an hour ago. Anladığım kadarıyla bir saat önce burada teslim edildi. More Sentences
Law
21	Law	teslim etmek	deliver v.
Belgians can deliver their cars back to the vendor without any cost. Belçikalılar araçlarını herhangi bir ücret ödemeden satıcıya geri teslim edebilirler. More Sentences
Politics
22	Politics	teslim etmek	surrender v.
Therefore, ladies and gentlemen, a ceasefire is needed, but on the condition that the rebels surrender their weapons. Dolayısıyla bayanlar ve baylar, isyancıların silahlarını teslim etmeleri koşuluyla ateşkese ihtiyaç vardır. More Sentences
Technical
23	Technical	teslim etmek	deliver v.
Then you deliver that package and the money to another man. Sonra o paketi ve parayı başka bir adama teslim edersiniz. More Sentences
Automotive
24	Automotive	teslim etmek	deliver v.
Then you deliver that package and the money to another man. Sonra bu paketi ve parayı başka bir adama teslim ediyorsun. More Sentences
General
25	General	teslim etmek	give something in v.
26	General	teslim etmek	turn in v.
27	General	teslim etmek	acknowledge v.
28	General	teslim etmek	accord v.
29	General	teslim etmek	concede v.
30	General	teslim etmek	hand something in v.
31	General	teslim etmek	grant v.
32	General	teslim etmek	deliver up v.
33	General	teslim etmek	consign v.
34	General	teslim etmek	cede v.
35	General	teslim etmek	confide v.
36	General	teslim etmek	resign to v.
37	General	teslim etmek	own v.
38	General	teslim etmek	turn somebody over to somebody v.
39	General	teslim etmek	admit v.
40	General	teslim etmek	weigh in with v.
41	General	teslim etmek	committal v.
42	General	teslim etmek	supply v.
43	General	teslim etmek	give possession v.
44	General	teslim etmek	acknow v.
45	General	teslim etmek	give possession v.
46	General	teslim etmek	upgive v.
47	General	teslim etmek	betake [obsolete] v.
48	General	teslim etmek	handover v.
49	General	teslim etmek	design v.
50	General	teslim etmek	overgive v.
51	General	teslim etmek	run v.
52	General	teslim etmek	admit v.
53	General	teslim etmek	render [obsolete] v.
54	General	teslim etmek	starve v.
Phrasals
55	Phrasals	teslim etmek	pass to v.
56	Phrasals	teslim etmek	give up to v.
57	Phrasals	teslim etmek	drop off v.
58	Phrasals	teslim etmek	pass on to v.
59	Phrasals	teslim etmek	pass on v.
60	Phrasals	teslim etmek	pass in v.
61	Phrasals	teslim etmek	give over v.
Trade/Economic
62	Trade/Economic	teslim etmek	recognize v.
63	Trade/Economic	teslim etmek	recognise v.
Law
64	Law	teslim etmek	quit v.
Technical
65	Technical	teslim etmek	yield v.
66	Technical	teslim etmek	render v.
Automotive
67	Automotive	teslim etmek	supply v.
Archaic
68	Archaic	teslim etmek	aknow v.
69	Archaic	teslim etmek	recommend v.

Bedeutungen, die der Begriff "teslim etmek" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 181 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	adalete teslim etmek	bring to justice v.
In order to maintain peace and prevent wars perpetrators of crimes must always be brought to justice. Barışın korunması ve savaşların önlenmesi için suç faillerinin her zaman adalete teslim edilmesi gerekir. More Sentences
2	General	(kişi) teslim etmek	deliver v.
They were arguing over delivering the hostage to the enemy. Rehineyi düşmana teslim etme konusunda tartışıyorlardı. More Sentences
3	General	(mecburen) teslim etmek	surrender v.
He had to surrender the counterfeit products to the police. Taklit ürünleri polise teslim etmek zorunda kaldı. More Sentences
Phrasals
4	Phrasals	hakkını teslim etmek	credit with v.
Everyone was prepared to compromise, but it is the Danes who must be credited with the outcome. Herkes uzlaşmaya hazırdı, ancak sonuçta Danimarkalıların hakkını teslim etmek gerekir. More Sentences
5	Phrasals	teslim etmek (proje, ödev)	turn in v.
I have to turn in my report today. Raporumu bugün teslim etmeliyim. More Sentences
6	Phrasals	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) teslim etmek	deliver (someone or something) to (someone or something) v.
I have a message to deliver to you. Sana teslim edilecek bir mesajım var. More Sentences
General
7	General	postacıların postayı depolamak ve teslim etmek için kullandıkları bir taşıt	mail truck n.
8	General	uluslararası standartlar örgütü konteynırlarını teslim almak, yönetmek ve sevk etmek için gereken gereç taşıma ekipmanı parçaları	container-handling equipment n.
9	General	henüz elde olmayan malı ileride teslim etmek üzere satmak	sell short v.
10	General	adalete teslim etmek	bring someone to justice v.
11	General	ruhunu teslim etmek	die v.
12	General	elden teslim etmek	deliver by hand v.
13	General	düşmanı teslim olmaya davet etmek	evocate v.
14	General	zamanında teslim etmek	deliver in due time v.
15	General	zamanında teslim etmek	deliver on time v.
16	General	hayatını teslim etmek	die v.
17	General	hayatını teslim etmek	depart from life v.
18	General	hayatını teslim etmek	decease v.
19	General	hayatını teslim etmek	pass away v.
20	General	polise teslim etmek	turn over v.
21	General	ruhunu teslim etmek	pass away v.
22	General	ruhunu teslim etmek	perish v.
23	General	yediemine teslim etmek	put under custody v.
24	General	teslim olmaya ikna etmek	convince someone to surrender v.
25	General	teslim olmaya ikna etmek	persuade someone to surrender v.
26	General	ödev teslim etmek	submit homework v.
27	General	malzemeleri teslim etmek	deliver the materials v.
28	General	teslim etmek/vermek	deliver v.
29	General	hakkını teslim etmek	give someone credit for v.
30	General	hakkını teslim etmek	give credit where it is due v.
31	General	elden teslim etmek	hand v.
32	General	daha iyisini teslim etmek	overdeliver v.
33	General	yeniden teslim etmek	redeliver v.
34	General	devlet mührünü bir komisyon üyesine teslim etmek	put the great seal into commission v.
35	General	(mal) teslim etmek	bail v.
36	General	adalete teslim etmek	hang v.
37	General	adalete teslim etmek	hang v.
38	General	belirli amaç için teslim etmek	give v.
39	General	para karşılığı teslim etmek	give v.
40	General	(eşyayı) teslim etmek	deposit v.
41	General	(hedef kitleye) teslim etmek	distribute v.
42	General	(bilgiyi) yazıcı aracılığıyla teslim etmek	print v.
43	General	önceden teslim etmek	preconsign v.
44	General	önceden teslim etmek	predevote v.
45	General	törenle teslim etmek	present v.
46	General	(mülkü) sahibine teslim etmek	surrender v.
47	General	(asıl suçluyu) adalete teslim etmek	surrender v.
48	General	(erkeğe) kendini teslim etmek	give v.
Phrasals
49	Phrasals	herkesin önünde tanımak/hakkını teslim etmek	acknowledge (one) as (something) v.
50	Phrasals	herkesin önünde tanımak/hakkını teslim etmek	acknowledge someone as something v.
51	Phrasals	herkesin önünde tanımak/hakkını teslim etmek	acknowledge something as something v.
52	Phrasals	ödeme olarak teslim etmek	trade in v.
53	Phrasals	(bir şeyi) teslim etmek	confess to (someone or something) v.
54	Phrasals	birine (bir şeyi) teslim etmek	confess to (someone or something) v.
55	Phrasals	birine bir şeyi teslim etmek	confess something to someone v.
56	Phrasals	birine bir şeyi teslim etmek	confess to someone v.
57	Phrasals	bir şeyi teslim etmek	confess to v.
58	Phrasals	birine bir şeyi teslim etmek	confess to v.
59	Phrasals	değerlendirilmesi için teslim etmek	submit to v.
60	Phrasals	alenen hakkını teslim etmek	acknowledge (one) as (something) v.
61	Phrasals	alenen hakkını teslim etmek	acknowledge someone as something v.
62	Phrasals	birine bir şeyi vermek/teslim etmek	pass something along (to somebody) v.
63	Phrasals	birine bir şeyi vermek/teslim etmek	pass something along v.
64	Phrasals	birine bir şeyi vermek/teslim etmek	pass along something (to somebody) v.
65	Phrasals	ruhunu teslim etmek	pop off to v.
66	Phrasals	teslim etmek/vermek	yield up v.
67	Phrasals	(ödev/sınav kağıdı vb) teslim etmek	pass something in (to someone) v.
68	Phrasals	(ödev/sınav kağıdı vb) teslim etmek	hand something in (to someone) v.
69	Phrasals	-e teslim etmek	give in to v.
70	Phrasals	(bir suçluyu) ceza alması için suçu işlediği yere teslim etmek/göndermek	extradite (someone) from (some place) to (some place) v.
71	Phrasals	(birine bir şeyi) teslim etmek	get to (someone) v.
72	Phrasals	(birini/bir şeyi birine) teslim etmek	release (someone or something) to (one) v.
73	Phrasals	birini birine teslim etmek	release someone to someone v.
74	Phrasals	kayıkla (bir şeye/yere) teslim etmek	row out to (something or some place) v.
75	Phrasals	birine resmi bir evrak vermek/teslim etmek	serve someone with something v.
76	Phrasals	bir şeyi teslim etmek	make with something v.
77	Phrasals	(bir şeyi) teslim etmek	pass on (something) v.
78	Phrasals	'-e teslim etmek	throw on v.
79	Phrasals	(bir şeyi birine/bir şeye) teslim etmek	put (something) in with (someone or something) v.
80	Phrasals	-e teslim etmek	abandon to v.
81	Phrasals	birini (hakime/adli makama) teslim etmek	bind someone over (to someone or something) v.
82	Phrasals	suçluyu yasal merciye teslim etmek	bind over v.
83	Phrasals	geri teslim etmek	check something in v.
84	Phrasals	(bir şeyi) teslim etmek	come through (with something) v.
85	Phrasals	(bir şeyi) söz verdiği gibi yapmak/teslim etmek	come through (with something) v.
86	Phrasals	bir şeyi birine teslim etmek	deliver something up to someone v.
87	Phrasals	(bir şeyi birine) teslim etmek	deliver (something) up to (one) v.
88	Phrasals	-e teslim etmek	deliver up to v.
89	Phrasals	(bir suçluyu ülkesine/suçu işlediği ülkeye) teslim etmek	extradite (someone) to (some place) v.
90	Phrasals	-e geri teslim etmek	feed back to v.
91	Phrasals	bir şeyi birine geri teslim etmek	feed something back to someone v.
92	Phrasals	(birine bir şeyi) teslim etmek	give (something) to (someone) v.
93	Phrasals	bir şeyi (birine/bir şeye) teslim etmek	give something over (to someone or something) v.
94	Phrasals	birini/bir şeyi (birine) teslim etmek	give someone or something up (to someone) v.
95	Phrasals	(birine ödev/sınav kağıdı ) teslim etmek	hand (something) in to (one) v.
96	Phrasals	(bir şeyi birine) teslim etmek/vermek	hand (something) in to (one) v.
97	Phrasals	bir şeyi başkasına vermek/teslim etmek	hand something on v.
98	Phrasals	birini/bir şeyi (birine/bir şeye) teslim etmek	hand someone or something over (to someone or something) v.
99	Phrasals	bir şeyi (birine) teslim etmek	hand something over v.
100	Phrasals	'-e elden teslim etmek	hand to v.
101	Phrasals	(birine) elden teslim etmek	hand to (one) v.
102	Phrasals	(birine ödev/sınav kağıdı) teslim etmek	pass (something) in to (one) v.
103	Phrasals	(bir şeyi birine) teslim etmek/vermek	pass (something) in to (one) v.
104	Phrasals	geri teslim etmek	pass back v.
105	Phrasals	-e teslim etmek	render to v.
106	Phrasals	(bir şeyi birine/bir şeye) teslim etmek	render (something) to (someone or something) v.
107	Phrasals	(bir şeyi) teslim etmek	render up v.
108	Phrasals	kayıkla (bir şeye/yere) teslim etmek	row out to v.
109	Phrasals	(bir şey) yapılması için teslim etmek	send in for (something) v.
110	Phrasals	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) teslim etmek	surrender (someone or something) to (someone or something) v.
111	Phrasals	-e teslim etmek	surrender to v.
112	Phrasals	(birine/bir şeye) teslim etmek	turn over to (someone or something) v.
113	Phrasals	birini teslim etmek	turn somebody in v.
114	Phrasals	kendini teslim etmek	yield to (someone or something)
Colloquial
115	Colloquial	(bir şeyi) hemen teslim etmek	make with the (something) v.
116	Colloquial	ruhunu teslim etmek üzere	It is all over with someone expr.
117	Colloquial	ruhunu teslim etmek üzere	it's all over for (someone) expr.
118	Colloquial	(biri) ruhunu teslim etmek üzere	it's all over for (one) expr.
119	Colloquial	(biri) ruhunu teslim etmek üzere	it's all over with (someone) expr.
Idioms
120	Idioms	ruhunu teslim etmek	cash in (one's) checks v.
121	Idioms	ruhunu teslim etmek	cash in checks v.
122	Idioms	bir şeyi birine teslim etmek/vermek	pass something in to someone v.
123	Idioms	bir şeyi birine teslim etmek/vermek	hand something in to someone v.
124	Idioms	gönülsüzce teslim etmek	fork out v.
125	Idioms	kurda kuzuyu teslim etmek	put the cat among the pigeons v.
126	Idioms	namusuna güvenerek teslim etmek	put someone's on his honour v.
127	Idioms	kurda kuzuyu teslim etmek	put the cat among the canaries v.
128	Idioms	ruhunu teslim etmek	drop dead v.
129	Idioms	ruhunu teslim etmek	go to the happy hunting grounds v.
130	Idioms	ruhunu teslim etmek	croak v.
131	Idioms	ruhunu teslim etmek	conk v.
132	Idioms	ruhunu teslim etmek	buy the farm v.
133	Idioms	ruhunu teslim etmek	pop off v.
134	Idioms	ruhunu teslim etmek	choke v.
135	Idioms	ruhunu teslim etmek	snuff it v.
136	Idioms	ruhunu teslim etmek	cash in one's chips v.
137	Idioms	ruhunu teslim etmek	kick the bucket v.
138	Idioms	ruhunu teslim etmek	be gathered to one's fathers v.
139	Idioms	ruhunu teslim etmek	give up the ghost v.
140	Idioms	(projeyi/görevi) birinin ellerine/birilerinin eline teslim etmek	leave something in one's hands v.
141	Idioms	ruhunu teslim etmek	hand in (one's) dinner pail v.
142	Idioms	ruhunu teslim etmek	give up the ghost v.
143	Idioms	ruhunu teslim etmek	yield the ghost v.
144	Idioms	ruhunu teslim etmek	go off the hooks [obsolete] v.
145	Idioms	(bir şey üzerindeki) kontrolünü (başka birine/bir şeye) teslim etmek	relinquish (one's) grasp on (something) (to someone or something) v.
146	Idioms	(birini) adalete teslim etmek	have the law on (someone) [uk] v.
147	Idioms	birini adalete teslim etmek	have the law on somebody [uk] v.
148	Idioms	çaresizce pes etmek/teslim olmak	throw up (one's) hands in despair v.
149	Idioms	kendini bir şeye bırakmak/teslim etmek	abandon oneself to something v.
150	Idioms	(birinin) hakkını herkesin önünde teslim etmek	acknowledge (one) to be right v.
151	Idioms	alenen hakkını teslim etmek	acknowledge (one) to be right v.
152	Idioms	(birini) adalete/yargıya teslim etmek	bring (one) to justice v.
153	Idioms	birini adalete teslim etmek	bring someone to book v.
154	Idioms	(birinin) hakkını teslim etmek	give (someone) credit v.
155	Idioms	(birinin) hakkını teslim etmek	give credit to (someone) v.
156	Idioms	birinin hakkını teslim etmek	give somebody their due v.
157	Idioms	birinin hakkını teslim etmek	give someone his or her due v.
158	Idioms	(birini/bir şeyi birinin) eline bırakmak/teslim etmek	leave (someone or something) in (one's) hands v.
159	Idioms	(birini/bir şeyi birinin) eline bırakmak/teslim etmek	leave (someone or something) in the hands of (one) v.
160	Idioms	(birinin) ellerine/(birilerinin) eline teslim etmek	leave in hands v.
161	Idioms	(bir şeyi) kendi eliyle teslim etmek	make a present of (something) v.
162	Idioms	bir şeyi (birine) kendi eliyle teslim etmek	make a present of something (to somebody) v.
163	Idioms	kurda kuzuyu teslim etmek	put the cat amongst the pigeons [uk] v.
164	Idioms	(bir şey üzerindeki) kontrolünü (başka birine/bir şeye) teslim etmek	relinquish (one's) grasp over (something) (to someone or something) v.
165	Idioms	(bir şey üzerindeki) kontrolünü (başka birine/bir şeye) teslim etmek	relinquish control over (something) (to someone or something) v.
166	Idioms	(satrançta) ertelenen partide oynanacak hamlenin notasyonunu hakeme teslim etmek üzere zarfa yerleştirmek	seal a move v.
167	Idioms	yaka kartını teslim etmek	turn in (one's) badge
Trade/Economic
168	Trade/Economic	kar etmek amacıyla elde bulunmayan malı ilerde teslim etmek üzere satmak	sell short v.
169	Trade/Economic	nakliyeciye mal teslim etmek	consign v.
170	Trade/Economic	malları güvertede teslim etmek	deliver goods on board v.
171	Trade/Economic	siparişleri teslim etmek	delivery orders v.
172	Trade/Economic	siparişi teslim etmek	deliver the order v.
173	Trade/Economic	bedelinin tahsili karşılığında teslim etmek suretiyle	cash on delivery sale expr.
174	Trade/Economic	bedelinin tahsili karşılığında teslim etmek suretiyle	collect on delivery sale expr.
Law
175	Law	malı taşıyana teslim etmek	consign v.
176	Law	tutukluyu kefile teslim etmek	bail v.
Technical
177	Technical	uluslararası standartlar örgütü konteynırlarını teslim almak, yönetmek ve sevk etmek için gereken gereç taşıma ekipmanı parçaları	che (container-handling equipment) n.
Military
178	Military	müzakere talep etmek veya teslim olmak için düşmana gösterilen beyaz bayrak	flag of truce n.
179	Military	müzakere talep etmek veya teslim olmak için düşmana gösterilen beyaz bayrak	flag of truse n.
Chess
180	Chess	ertelenen partide oynanacak hamlenin notasyonunu hakeme teslim etmek üzere zarfa yerleştirmek	seal v.
Archaic
181	Archaic	yeniden teslim etmek	reliver v.